Sosyal medyada yaygın bir şekilde Arda Turan ve Ampute Milli takım fotoğrafları paylaşılarak Arda’ya oyundan çıkarken güldüğü için sitem ediliyor. Necip milletim, çok haklı olarak, Arda Turan’ın temsil ettiği formada Ampute Milli Takım oyuncularının ruhunu görmek istiyor. Bu iki fotoğrafa bakarken düşünmemiz gereken bazı şeyler var:
Öncelikle, Arda Turan’ın eleştiriye konu olan, takımı 3-0 geride iken oyundan alınırken ortaya koyduğu yüz ifadesi, aslında Barcelona gibi bir futbol kulübünde top iteklemeyi başarmış ve egosu tavan yapmış, ancak o büyük kulüplerde bir istikrar yakalayarak kendini kabul ettirememenin ezikliğini de yaşayan bir oyuncunun milli formaya verdiği değeri yansıtıyor. Arda’nın davranışı aynı zamanda ülkemiz futbolunun nasıl yönetildiğinin ve ne durumda olduğunun da çok güzel bir yansıması. Arda’nın bir kabahati yok. Kabahat daha önceki vukuatlarına rağmen milli formayı onun sırtına geçirenlerde. Adam tabii gülecek. Aklından son bir yıldaki futbol formu ve davranışlarına rağmen hala kendisini vaz geçilemez bulup medet umanlara gülüyordur. Milli forma veya yenilgi ile dalga geçtiğini sanmıyorum. Kameraya yakalanmış işte oyundan çıkarken… Zaten kısa süreli linç edilse de bu yalaka sistemde bir süre sonra yine baş tacı edileceğini de biliyor. Ayrıca Arda ne kadar konuşulursa asıl suçlular o kadar gölgede kalır. Bu nedenle de biz medya destekli bir biçimde bol bol Arda’yı konuşuruz; asıl sorunu değil…
Siz şimdi bu davranışın Arda’yı bitireceğini falan sanıyorsanız da yanılıyorsunuz. Bu tip şeyler memleketimizde iyi pirim yapar. İnsanımız böyle şeyleri çabuk unutur. Yarın Arda için büyük kulüplerimiz transfer yarışına girer. Arda yeni gittiği takımında küllerinden yeniden doğar, ülkeye de küskün olduğu için bir daha milli forma giymez vs…
Gelelim ampute takımımız ile ilişkili yazılanlara. Çoğunluk “işte milli ruh” diyerek kuşkusuz çok önemli bir başarıya imza atan bu kardeşlerimizi öne çıkarmaya çalışıyor. Mesajların çoğunda ve bazı önemli köşe yazılarında da bu vatan evlatlarına yeterli desteğin verilmediği yazılıp çiziliyor ki doğrudur. Futbolu takip eden necip milletime an itibarı ile sorsan İzlanda’dan bile en az bir oyuncu sayabilirken ampute takımı yarı finale çıkaran golü kimin attığını bilemez. Bunun çok nedenleri var ama ben ikisini söyleyip bitireyim:
Bir kere memleketimiz insanı sponsorsuz, reklamsız ve medyada şişirilmemiş şeyleri izlemez. Medya önüne ne koyuyorsa onu yeme alışkanlığı vardır. Kendisi bir şeyleri arayıp bulmaz ve takip etmez. Ampute takımın medyada ne kadar yer aldığına bakarsanız ve bunu ampute olmayan normal milli takım haberleri ile kıyaslarsanız sanırım bana hak verirsiniz.
İkincisi bence daha önemli. Biz toplum olarak engellilere ne kadar değer veriyoruz ki bunun milli takımına saygı duyalım ve onu en az diğeri kadar bağrımıza basalım. Hadi canım sende mi diyorsunuz? Bugün Pazar; hadi hep birlikte büyük alışveriş merkezlerine gidelim ve engeliller için ayrılmış alanlara kaç tane engelsizin park ettiğini gözlemleyelim. Öte yandan trafikte engelli plakalı araç kullananların içinden kaç tane engelsiz çıkacağını bir kontrol edelim. Bu yetmiyor mu? O zaman size somut gözlemimi aktarayım. Son iki ayda Uzak Doğu dahil yurt içi ve yurt dışı birçok seyahat yaptım. Bizim havaalanlarımızda engellilere ayrılan koltukların engelli olmayanlar tarafından hiç boş bırakılmadan işgal edildiğini gördüm. Buna İstanbul ve İzmir havaalanları da dahil. Dışarıda ise manzara şuydu: Engelli koltuklarının tamamı boş ve insanlar ayakta bekliyordu. Eminim bizi yenen İzlanda’nın ülkesindeki mütevazi havaalanında da engelli koltuklarına engelsizler oturmuyor ve engelli plakalı araçları engelsizler kullanmıyordur. Necip milletim önce engelliye saygı göstermeyi öğrenmeli; sadece sevmekle ve vatan millet edebiyatı ile olmuyor… Ampute takım şampiyon olsa da üç beş günde unutulur; ama biz Arda’yı değişik vesilelerle daha çok konuşuruz.
Sözün özü Arda’nın davranışı aslında engelliye toplum olarak bakışımızdır. Engelli her yıl dünya şampiyonu olsa da biz Arda Turan ve benzerlerini daha çok izler, daha çok konuşuruz. Analitik düşünemeyen, eğitimini düzeltemeyen ve daha önemlisi ne kendine ne de çevresine saygısı olmayan toplumun yaşayacakları bunlardır. Arda Turan da bu toplumun bir üyesidir. Nüfusu şu kadar olan İzlanda’yı elemek ve sporda istikrarlı bir başarı elde etmek istiyorsak önce zihniyetimizi bir yere taşımamız gerekiyor. Bunu yapamıyorsak ki yapamıyoruz, gündelik başarılarla ve medya şişirmeleri ile avunup gideriz. Hani derler ya “Leyleğin ömrü laklak ile geçermiş”, o hesap… O sosyal medya klavye savaşçılarına tavsiyem, boş verin, bu kadar kızmayın; önümüzdeki maçlara bakalım.